D vitamini eksikliği ülkemizde ve dünyada yaygın olarak görülmektedir. D vitamini eksikliğinin küresel olarak 1 milyar kişide olduğu tahmin edilir. Ülkemizde de eksikliği son yıllarda iyice gündeme gelmiştir. Bağışıklık sistemindeki bağışıklık yanıtı iyileştirmek için geniş çaptaki etkileri de göz önüne alındığında, D vitamini seviyelerini dikkate almalıyız.
Çalışmalar kesin kanıtlar ortaya koymasa da yapılan bir ön araştırmada 20 Avrupa ülkesinin COVİD-19 görülme oranı ve mortalitesi ile ülkelerin ortalama D vitamini seviyeleri karşılaştırılmıştır. Çalışma, düşük D vitamini seviyesine sahip ülkelerde en yüksek COVİD-19 enfeksiyonu görülme ve mortalite oranlarına sahip olması arasında kuvvetli bir korelasyon olduğunu ortaya koymuştur. Bilim insanları çalışmalarında SARS-CoV2 enfeksiyonuna karşı korunmak için D Vitamini takviyesi önerebildiklerini ifade etmişlerdir. Bu bulgu D vitaminin aynı zamanda korona virüse yakalandıktan sonra iyileşme şansını arttırabileceğini de gösteren ayrı bir çalışmayı da destekler. Referans aralığındaki D vitamini seviyesinin grip, tüberküloz ve çocukluk çağı astımı gibi diğer solunum sistemi hastalıkları riskini de azaltır. Başka bir çalışmada da D vitamini takviyesi alan kişilerde göğüs enfeksiyonu riskinin yarıya düştüğü görülmüştür.
Düşük D vitamini seviyeleri korona günlerinde en olmaması gereken kan değeri eksikliklerindendir. Diğer bir açıdan her eksilen vitamin, mineral değerleri gibi vücudun olağan savunma sisteminde potansiyel risklerin artmasına neden olur. Düşük D vitamini düzeyleri soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların iyileşme süresinin uzamasına da neden olabilir. COVİD enfeksiyonlarında D vitaminin rolünü spesifik olarak bilmememize rağmen çok sayıda doğrulanmış vakaya sahip ülkelerden (Almanya, Güney Kore, Çin, İsviçre, İran, İngiltere, ABD, Fransa, İspanya, İtalya) COVİD-19 hastalarına ilişkin veriler ile yapılan çalışmada, D vitaminin COVİD-19 hastalarında sitokin fırtınasını baskılayarak COVİD-19’un şiddetini azaltabildiği saptanmıştır. Teması azaltıp zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamak zorunluluktur ancak hareketliliğin azalması kas dokusu harabiyeti ve kemik erimesi içinde risk oluşturur. Karantina döneminde D vitamini kas dokusu kaybını önlemeye de yardımcı olacaktır.
Peki D vitamini düşüklüğünün belirtileri nelerdir? Kronik yorgunluk, kas ağrıları, sık soğuk algınlığı semptomlarından yakınıyorsanız ya da özellikle bel ve sırt bölgenizde yoğunlaşan ağrılarınız varsa veya menapoz dönemindeyseniz D vitamini değerlerinizde düşüklük olabilir. D vitamini eksikliğinden şüpheleniyorsanız doktorunuzdan D vitamini seviyenizi kontrol etmenizi isteyin. Yiyeceklerin çoğundan aldığımız vitamin D vücutta hidroksilasyon reaksiyonları ile aktif formuna çevrilip kullanılır. İşte bu noktada güneş ışığına gereksinim vardır. Bunun için haftanın 3 günü 10–15 dk güneş kremi olmadan yüz, kol, bacak ve sırttan güneş ışığı almak yeterli olacaktır. Cam arkasından alınan ultroviyole ışık vitamin D sentezini sağlamaz. Koyu renk tenlilerin de pro-vit D’ yi aktifleştirebilmesi için daha uzun süreye gereksinimi vardır. Günlük D vitamini ihtiyacımız 0-1 yaş 400 IU, 1-70 yaş 600 IU, 70 yaş üstü 800 IU, gebe ve emzikliler için 600 IU kadardır. Bu ihtiyacı her gün için besinler ile almak zor olduğu için güneşlenme süresi D vitamini rezervlerinin korunmasında oldukça önemlidir.