Aralarında Amerika, İngiltere, Avustralya, Japonya gibi ülkelerinde yer aldığı Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre Meksika’dan sonra ülkemizdeki doğurganlık oranı açık ara en yüksek düzeydedir. Ancak geçen zaman ve değişen yaşam şartları ile 1970-2014 yılları arasında hızla düşüş gösterir.

Başlıca nedenleri eskiye kıyasla kadınların ekonomik özgürlüklerinin arttırması, kariyer hedeflerinin yükselmesi ve toplumda bozulan beslenme alışkanlıkları olarak öngörülebilir. Kısırlık ya da infertilite toplumun yaklaşık %10’nunu etkilemektedir. 

Çocuk sahibi olamayan çiftlerde sorunu 1/3 oranla erkek ile ilişkilidir. Erkeklerdeki obezite, testosteron ve diğer hormon düzeylerini değiştirebilir. Düşük sperm sayısı ya da düşük sperm hareketliliği fazla kilolu ve obez erkeklerde yaygındır.

İnfertilite vakalarının %30’u ise fazla kilo ve/veya obezite ile ilgilidir. Fazla kilo hormon düzeyleri üzerine etki edip ovulasyon dönemine etki edebilir. Fazla kilolu kadınlarda %5’lik bir kilo kaybı doğurganlığı arttırabilir. Ancak kilo verirken sağlıklı seçimler eşliğinde bunu yapmak gerekir. Tam tersine boya göre kilosu 18,5 kg/m2 altında olması da düzensiz adet döngüsü ya da ovulasyonun durmasına neden olabilir. Çiftler kısırlığın tüm nedenlerini yönetemez ancak beslenme alışkanlıklarını düzenleyebilir. 

 

İnfertilite Diyeti Nasıl Olmalı?

Sağlıklı beslenme ve vücut ağırlığı çiftlerin çocuk sahibi olma şansını arttırır. Beslenme düzeninin hamilelik öncesi planlanması hem doğurganlığı arttırır hem de gebelik sonrası ideal kilonuza dönmenizi kolaylaştırır. Konu bebek sahibi olmaya geldiğinde diyet ve yaşam tarzı erkekler içinde önemlidir.

  • Diyet trans yağ kaynağı margarin, fast food, poğaça, kek, börek ve her türlü kızartma besinden uzak olmalıdır.
  • Doğurganlık için B12 vitamini önemlidir. Çalışmalar erken düşüklerde B12 vitamini takviyesini etkili bulur. B12 kaynağı besinler istiridye gibi kabuklu deniz ürünleri, tavuk karaciğeri, dana karaciğeri, uskumru, somon gibi deniz balıkları, kırmızı et, tavuk, yoğurt, süt örnek olarak verilebilir.
  • Hayvansal kaynaklı proteinlerin bir kısmı yerini bitkisel protein kaynaklarına bırakmalıdır. Kuru baklagiller, kuru yemişler, tam tahıllı besinler ve ıspanak, tere, karalahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzelere beslenme planında yer verilmelidir.
  • Diyetin glisemik yükü önemlidir. Bu nedenle kan şekerini hızlı yükseltip düşüren şekerli ve diyet lifi içermeyen besin tüketimi azaltılmalıdır.
  • Serbest radikaller erkek infertilitesin de önemli paya sahiptir. Bu nedenle sigara ve alkolden uzak durulmalıdır.
  • Selenyum serbest radikallere karşı önemelidir. Bu nedenle ara öğünlerde sağlıksız paketli ürünler yerine taze kuruyemişlere öncelik verilmelidir.
  • Çinko ve folik asit sperm kalitesinin artmasında önemlidir. Folik asit kaynağı olarak: mercimek, ıspanak, pancar, barbunya, maydanoz, brokoli, karnabahar, portakal örnek olarak verilebilir. Çinko minerali kaynağı olarak da kabuklu deniz ürünleri, kırmızı et gibi hayvansal ürünlerin çoğu ve yağlı yemişlerden ise kabak çekirdeği, kaju, badem ve yer fıstığı örnek olarak sayılabilir.
  • Şok diyetlerden uzak durun.
  • Yağ kaynağı olarak kimyasal yapısı kolay bozulmayan tekli doymamış yağ asitlerini yüksek oran da  içeren sızma zeytinyağı, avokado, fındık yağı ve doğal tereyağını tercih edin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Kullanılabilir <abbr title="HyperText Markup Language">HTML</abbr> etiket ve semboller: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

*

Merhaba, Nasıl Yardımcı Olabiliriz?