Kalp & Damar Hastalıklarında Beslenme
Kalbimiz yılda 42 milyon kez atar ve içindeki damarlar dünya çevresini 2.5 kez turlayacak şekilde atardamar, toplardamar ve kılcal damar yumağından oluşur. Tüm hastalıklarla ilişkili olduğu gibi doğru beslenmenin kalp damar sistemi hastalıkları ile de yakından ilişkisi vardır. 26 yıl takipli TEKHARF çalışmasında ülkemizde yaklaşık 3.5 milyon koroner kalp hastası olduğu, bu sıklığın yılda %4 arttığı ve yılda 210 bin kişinin koroner kalp hastalığı nedeniyle öldüğü tahmin edilmektedir. Amerika’ da ise koroner kalp hastalıkları ve comorbidite hastalıkları nedeniyle yılda 850.000’den fazla kişinin hayatını kaybettiği başlıca ölüm nedenidir. Kardiyovasküler ya da koroner kalp hastalıkları önlenebilirdir.
Sağlıklı beslenme ve hareketsizliğin ortadan kaldırıldığı bir yaşam tarzının kişiyi en sık duyduğunuz o kronik hastalıklardan koruduğu sayısız bilimsel çalışma ile desteklenmektedir. Örneğin doymuş yağ içermeyen mercimek, nohut, fasulye gibi bitkisel protein ve lif kaynağı kurubaklagillerin ya da doymamış yağ asidi zengini yağlı deniz balıklarının kalp sağlığı ve inmeye bağlı ölümleri %30 oranında düşürdüğü saptanmış olması gibi. Sebze ve meyvelere rengini veren flavonoidler vitamin mineraller kadar sağlığımızı geliştirmeye yardımcıdır. Farklı renkteki sebze ve meyveler vücudun farklı bölgelerinin sağlığını destekleyici besin öğelerini sunar.
Örneğin havuç, balkabağı, portakal gibi turuncu sebze ve meyveler gözlere ve cilde iyi gelirken çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen, güvem, kiraz, kızılcık gibi meyveler elagik asit ve antosiyan gibi flavonoidleri içerir. Bunlarda kan basıncını düşürebilen ve kan damarlarındaki akışı rahatlatan antioksidan bileşiklerdir. Meyve ve sebzelerin kırmızı, mor olanları nitrik asit üretimini sağlayarak damar sağlığını korur. Amerikan kalp derneğinin de önerdiği gibi kalp sağlığını koruyup geliştirmek için günde 4-5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeniz önemlidir. Bunun dışında stres, sigara ve harekersizlik önemli risk faktörüdür kaldı ki buraya sığdıramayacağım farklı föktörlerin olumsuz ve olumlu etkileri vardır. Tabiki hepsini yapmasanız da çoğunluğu korumak da olumlu gelişmelere yol açar. Beslenme bilimini hafife almamanız dileklerimle.