Yaz ayları geride kalınca fazla kilolarınızdan kurtulduğunuzu düşünmeyin. Vücuttaki yüksek yağ yüzdesi olarak tanımlayabileceğimiz fazla kilo ve obezite görsellikten öte yaşam kalitesini düşüren ve daha iyisi olabilecekken daha azıyla yetinmenize neden olan bir hastalıktır. Peki çabaladığınız halde niye zor kilo veriyor ya da kendinizi kilo verecek motivasyonda hissedemiyorsunuz. BUNUN birbiri içine geçmiş çok sayıda nedeni vardır. Birkaç önemli nedene yakından bakalım.
Kan Değerleriniz
Metabolizmanın düzgün işleyişi için çok sayıda enzim, makro ve mikro bileşikler bir arada çalışır. Birisinin eksikliği döngünün olağan işleyişini bozar ya da aksatır. Kan değerlerine genelde hasta olunca baktıran bir toplumuz buda vücutta önemli vitamin ve minerallerin uzun süre eksikliğini yaşamamızı neden oluyor.
- Demir
Dokulara oksijen taşıyan demir yetersiz alındığında fiziksel ve mental performansın düşmesine neden olur. Demir eksikliğine kadınlar, çocuk ve yaşlılarda sıklıkla rastlanır. Demir eksikliği diyetinizdeki düşük demir alımı, folat ve B12 eksikliği ya da yetersiz kullanımı, gizli sindirim sistemi kanamaları ya da yeterli C vitamini tüketmemenize bağlı olarak gelişebilir.
- Magnezyum
Magnezyum vücutta 300’den fazla enzimatik reaksiyonda rol alır. Başlıca besinlerin vücuttaki kullanımı, protein, yağ asitleri üretimi ve sinir sinyallerinin iletimini sağlar. Kalsiyum ve magnezyum osteoporoza karşı korunmada birlikte çalışır. Böbreklerde D vitaminin aktif yani vücut tarafından kullanılabilir formuna geçmesini sağlar ve bu yine kemik sağlığının korunması için önemlidir. Karbonhidrat metabolizmasındaki rolü nedeniyle düşük düzeyi Tip 2 diyabet ile ilişkilidir. Yetersizliği kalp hastalıkları ve hipertansiyon riskinin artmasına da neden olur.
- D vitamini
Vücutta bir hormon gibi çalışır. D vitamini insülin seviyesinin düzenlenmesini sağladığı için özellikle diyabetik bireylerde daha önemlidir. Beyin, sinir ve bağışıklık sistemi sağlığı için önemlidir. Çoğu çalışma vücuttaki yüksek D vitamini düzeyinin düşük yağ yüzdesi ile ilişkili olduğunu yansıtır. Belki de en önemli etkilerinden biri serotonin üretimini arttırarak kişinin duygusal yemesinin önüne geçmesi ve böylece fazla kalori alımını durdurması ve yağ hücreleri birikimini baskılamasıdır.
- Tiroid Hormonu
Metabolizma çalışma hızını yansıtan TSH, ST4 ve ST3 düzeylerindeki dengesizlikler kilo vermenize engel olur. Metabolizmanız yavaş çalışıyorsa zor kilo verir ve kolay alırsınız. Kabızlık gibi sindirim sistemi sorunları, halsizlik, adet düzensizliği, kalp hastalıkları, kas güçsüzlüğü ve kısırlığa da neden olabilir.
Beslenme Kaynaklı
- Faydalı Yağ Asitleri
Doymamış yağ asitleri vücut tarafından daha kolay kullanılır. Hücre zarı yapısına katılır belki de bu nedenle uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı bu yağ asitlerinde saklıdır. Bu yağ asitleri aynı zamanda elzemdir yani dışarıdan ancak yiyecekler yoluyla alınabilir. Evet omega 9, 3 ve 6’dan bahsediyorum. Başlıca bozuk kan yağları profili, diyabet, astım, osteoporoz, kanser, depresyon ve eklem hastalıklarından korunmaya yardımcıdırlar.
- Doğal Olmayan Gıdalar
İşlenmiş gıdalar genellikle liflerinden ayrılmış, koruyucular eklenmiş, şeker ve yağ içeriği yüksek olan besinlerdir. Çoğu fast food besinde doğal değildir. Vücudun alışık olmadığı bu besinlerin besleyici değeri de düşüktür. Vücut direncinin düşmesine neden olup metabolizmayı çalıştırmayan bu besinler süreç içinde kilo artışına da neden olur. Dahası kaliteli beslenmeyen vücudun hareket kapasitesi de düşer ve hareketsizlik de sağlık sorunlarına davetiye çıkarır.
- Besin İntoleransı
Vücudunuz tarafından iyi sindirilemeyen besinler sindirim sisteminde kronik bir enfeksiyon (yangı) başlangıcına neden olur. Bu vücutta şişkinliğe neden olur. Diğer ikinci önemli nedeni ise serotonin üretiminin %95’i bağırsaklarda gerçekleşir. Bağırsaklardaki inflamasyon serotonin üretimini düşürür ve mutsuzluğun yan etkileri kilo artışına yol açabilir.
Genel olarak yetersiz su içimi, besinleri pişirme şekli ve bozuk uyku düzeni de kilo vermeyi zorlaştırır hatta kilo artışına da neden olur.