Herşeyin başlangıcı yaşam tek bir hücreyle başlayan ardından organizma, organ ve sistemleri oluşturan. Gözle göremediğimiz mikroorganizma ve virüslerle değişen zaman, onun etkilediği düşünceler ve algılar. Sağlıklı olmak parçaların bir bütünüdür aslında. Sayısız kombinasyonlar da iç içe geçmişlerdir. İşin zaten zor olan doğası etkileyen faktörlerin çokluğu nedeniyle aynı zamanda sayısız çözüm yolları da sunar. Sorun bazen çözüm için hangi yolları kullandığınız ya da açtığınız kapıya göre değişkenlik gösterir. İlginçlik ve karmaşıklığın sarmalında bu ahenk diğer bir noktada çözüm içinde çok şans tanır. Ve belki de aslolan sizin ne kadar istediğiniz ya da amacınızın ne kadar kuvvetli olduğudur.

Bazen yazmak bazense çizmek sözcükler ile açıklayamadığınız kadar rahatlatır. Bunun yerini kimi zaman şiddetli bir egzersiz kimi zaman durmadan konuşmak ya da mutfaktan çıkamadığınız günlere dönüşür, bazense fazla düşünmekten işin içinden çıkamazsınız. Öyleyse işi biraz kolaylaştırıp işlerin hafiflediği şu günlerde çok vaktinizi harcamak için birkaç ipucunu örneklere bağlayalım.

Standartlarla başlarsam karantina günlerinde sağlıklı kalmak için beslenme tek faktör değildir. Optimal sağlık için fiziksel olarak aktif olmak da gerekir. Fiziksel aktivite sizi meşgul ettiği kadar duygusal yemelerden de uzak tutar. Zihniniz ve yorulan kaslarınız odak noktanızı birden farklı bir yana çeker. DSÖ haftada 150 dakika orta yoğunlukta ya da 75 dk. şiddetli fiziksel aktivite önerir. Kilo kaybı hedefleriniz var ise her ikisinin haftaya yayılan kombinasyonlarını da tercih edebilirsiniz. İşi biraz eğlenceli hale getirip evinizin rahatlığında youtube ya da sosyal medya hesaplarında yer alan egzersiz uzmanlarının uygulamalarını da tercih edebilirsiniz. Ancak sınırlarınızın farkında olun ve sakatlanmalara yol açmayın.

Farkındayım açık hava doğa yürüyüşleri ya da gym de uygulanan size özel egzersiz programları kadar etkili değil ancak bazen şartlara göre hareket etmek gerekir ya da etmek zorunda kalınır. Hareketli olmak ya da kas kitlenizi korumak ya da arttırmak için kendi vücut ağırlığınızı da kullanabilirsiniz. Hatta son dönemde online hayatın gitgide artan kullanımıyla egzersiz modası da bu yönde evrimleşmekte. Yani sınırlı alanlar ya da ekipman eksikliği bile engel olmayabilir. Matınızı serdiğiniz sınırlı alan evdeki koltuk, sandalye, kapı eşikleri, içi su ya da kum dolu pet şişeleriniz bile yardımcı olabilir. Hatta işe gitmek zorundaysanız birkaç durak önce inip çevrenizdekiler ile güvenilir sosyal mesafeyi koruyup oksijen alıp, hareketinizi de arttırabilirsiniz.

Rutin işlerinize hareket ekleyin telefonla konuşurken evin bir ucundan diğerine gezinin. Sevdiğiniz müzikler eşliğinde kimse görmüyormuşçasına dans edin. Kişisel bakımınıza bakın o bitince ev bakımına geçin. Temizlik yapın. Havalar ısınıyor giysi dolabınızı yaza hazırlayın.

Hareketsiz oturuyorken de zihinsel aktivitelerde bulunun kitap okuyun, bulmaca çözün ya da iskambil kağıdı v.b. masa oyunlarıyla meşgul olun. Olmadı çalışma masanızı düzenleyin. Ya da çalışırken rahatça izleyemediğiniz filmleri, dizileri izleyin.

Mutfağa girdiğinizde yediklerinizin psikolojinizle ilgisi ya da psikolojinizin yediklerinize etkisi olduğu için sağlıklı seçimlere yönelin. Hareket azlığına birde diyet lifi az besinlerin eklenmesiyle kabızlık riskini artırıp canınızı daha da sıkmayın. Bu nedenle bu dönemde daha da önemli hale gelen sebze ve meyve gibi taze ve su içeriği yüksek besinlerin tüketimine ağırlık verin. Sebzelerinizi hazırlarken önce yıkayın sonra çok küçük parçalara bölmeden yemeğinizi hazırlayın. Çünkü gıdanın fazla işlem görmesi besleyici değerini düşürür. Sağlıklı yağ tüketiminizi azaltmayın ancak çok yağlı pişirme yöntemlerinden de uzak olun. Sebzelerdeki fenoller ve karotenler gibi fitonutrientlerin yanmasını önleyecek miktarda zeytinyağı ile piştiğinde etkisini arttırdığı çalışmalarla gösterilmiştir. Örneğin az yağ ile sotelediğiniz sebzeler kendi suyunda pişerken vitamin kaybı azalır lezzeti de artar. Genel kural sebzeleri pişirirken hiç ya da az su kullanmaktır. Buharda pişen brokoliler, fırında pişen kabak, patlıcan, pancar, ızgarada pişen domates, biber, soğan az yağ ile tüketildiğin de yine yağda eriyen vitaminlerin emilimini de artırır.

Sebzeleri haşladığınız suyu kullanmıyorsanız suya geçen mineralleri ve suda eriyen B grubu vitaminlerinin çoğunu kaybedersiniz. Sebzeleri pişirme süresini uzatmanızda besin değeri kaybına neden olur. Isı ile azalan C vitaminlerine deforme olmuş diyet lifini yani posasını da eklersiniz. Yani sebze ve meyveleri tüketirken olabildiğince bütün ve çiğ formuna yakın kalırsanız daha çok fayda sağlarsınız. Tabi az pişmekten sindirim şikayetlerine ve hijyen konusuna dikkat etmenizde önemli.

Son olarak kendinizi çok fazla darlamayın lezzetli besinler etrafınızda olduğunda tabi ki ortama katılın ama bu ortamların sıklığını ya da tüketilen miktarları abartmamaya çalışın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Kullanılabilir <abbr title="HyperText Markup Language">HTML</abbr> etiket ve semboller: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

*

Merhaba, Nasıl Yardımcı Olabiliriz?